04Haz/25

Entelektüel İnsan, Entelektüel AI ve Bir Çalışma Arkadaşı

Çalışma hayatı çok hızlı değişiyor değil mi? Tamamda dijital camlar içinde geçirmeye başladığımız ömrümüzün içinde bunun farkında mıyız? Çünkü artık gelişimi dışarıdan izleyemiyoruz. Gelişimin içinde bir parça ve bir oyuncuyuz. Hatta dahada ilerisi bunu hissetmeden yaşıyoruz. Kısaca üzerimizdeki rolün ne olduğunu bile kavrama noktasında düşünceye sahip çoğu zaman değiliz. Biliyorum cümleler biraz ağır oldu. Fakat bunu daha iyi anlaşılması için şöyle açıklamak isterim.  Bugün daha birkaç aylık bir bebek dijital yaşam ile buluşmak zorunda kalıyor. Bunu normal karşılayabilirsiniz. Diyebilirsiniz ki bu çağ onun çağı, pekâlâ bir düşünmenizi istiyorum. Elimizdeki telefonlar, kullandığımız uygulamalar, akıllı makineler, dijital arabalar sanki hep hayatımızdaydı gibi hissediyoruz değil mi? Aslında değillerdi. Neredeyse 15 yıl önce hiçbiri yoktu. O zaman bu çağ sizin çağınız mı?

Bu hızlı değişim bizim bile düşünmemize fırsat tanımadan hızla ilerliyor. Çalışma hayatı bu hızlı değişimi en yakında hissedecek alan oldu ve olmaya daha fazlası ile devam edecektir. Aslında bu sanayi devriminden sonraki en büyük devrim olacak. Çünkü çalışma hayatı kökten etkilenecek.

“Yapay zeka önümüzdeki yıllarda çalışma hayatını nasıl etkileyecek?”  Soruyu kendisine sorduk ve bize aşağıdaki cevapları verdi.

  1. “İş Gücü Dönüşümü” yaşanacak.
  2. Rutin işler otomasyonu ile yapay zeka tekrarlanan işlerin yerini alacak.
  3. Yeni iş kolları oluşacak.
  4. Mevcut işler dönüşüme uğrayacak.
  5. “Verimlilik ve Üretkenlik Artışı” sağlanacak.
  6. Daha iyi veri analizi ile verimlilik artacak.
  7. Kişiselleştirilmiş hizmetler ile maliyetler hedef bazlı yönetilecek.
  8. “Eğitim ve Beceri Gelişimi” değişecek.
  9. Yaşam boyu öğrenme kaçınılmaz olarak hayatımızda olacak.
  10. “Çalışma Şartları Değişimi” yaşanacak.
  11. Uzaktan çalışma yaygınlaşacak.
  12. Hibrit çalışma modelleri her alanda yerini alacak.
  13. Çalışma alanları teknolojik olarak yeniden tasarlanacak.

Cevaplara baktığımızda çok da bilmediğimiz konu çıkmamış gibi görünüyor. Asıl mesele bunları bilsek bile bu dönüşümün hayal dünyamıza sığmayacak şekilde ve hızda olacağı gerçeğidir. Burada kritik konu bunu düşünecek zamanımız olacak mı?

Elbette bu sorunun cevabını vermek şimdilerde çok güç görünmüyor. Çünkü bu değişimi hissetmeden yaşıyoruz. Bu durumda düşünecek zaman, ortam ve bilgimiz kalmıyor. O zaman entelektüelliğimizi kim kullanıyor?

Çoğu zaman olaylar etrafımızda olup biter ve bizler neden olduğunu çok daha sonra anlarız. AI bizlere bu fırsatı çalışma hayatında tanımayacaktır.  Bunu bilmek ve hiçbir şey yapmamak bir sel karşısında bir dal odunla baraj kurmaya benzeyecektir. Bu durumda daha fazla düşüncel olmak ve yeni devrime ayak uydurmamız gerekecektir. Bu ayak uydurmayı sağlamadan önce hangi sorunların var olacağını kısaca bilmemiz gerekiyor. Böylece çözümleri üretebiliriz. Yapay zeka;

  1. İnsanlar arası etkileşim azaltacaktır. Bu durumda duygular ile yaşayan insanın duygularına hitap eden çalışma alanları açığa çıkacak ya da bu tamamen bir sektör olacaktır.
  2. Gizlilik konusu ciddi bir gündem olacaktır. Dijital dünya her şeyi bilirken reel insandan bilgiler saklanmaya devam edilecektir. Bu durumda ciddi veri güvenliği işlevleri ve işleri açığa çıkacaktır. İlk etapta bunu otosanayi de araç beyni hacklemesi gibi düşünebiliriz.
  3. Monotonlaşan insan hareketleri yaşanacaktır. Bu durumda insan hareket kabiliyetleri artırıcı meslek grupları ön plana çıkacaktır. Daha fazla turizm kültürünü buna örnek verebiliriz.
  4. Rollerde kavram karmaşası yaşanacaktır. Rollerin tanımlanması problemleri ile uzlaşma ve hukuksal meslek grupları iş süreçleri farklılaşacaktır.
  5. Dijital direnç yaşam tarzı ortaya çıkacaktır. Her zaman toplum içinde ki farklılıklardan beslenir. Bu farklılıklar ile toplum ileri gitmektedir. Dijitalleşmeden arındırılmış iş ve yaşam süreçleri değer kazanacaktır. Bunu az olanın değerli olması yaklaşımı da diyebiliriz.

Tüm bilgiler ışığında öncelikle çalışma hayatında ne yapmamız geriyor tespit etmemiz elzemdir. Bu durumda entelektüel bilinci kaybetmeden çalışma hayatını şekillendirebiliriz. Yapay zekayı hayatın her alanında kullanabileceğimiz etkileşimini unutmadan hareket etmeliyiz.

  1. İnsan kaynakları bölümleri ile klasik veri setlerini ve iş süreçlerinin üzerinden geçilmeli ve yıllardır unutmaya yüz tuttuğumuz iş analizleri ve değerlemeleri alanları güncellenmelidir.
  2. Endüstri mühendisliğinin gerekliliği olan RACI matriksleri  (Yetki sorumluluk) yapılmalıdır. Böylece rol karmaşasının önüne geçilecektir. Yetki ve sorumluluk kısımlarında AI’ya hangi alanlarda yer verilecek tespit edilmelidir.
  3. Bu matriksler ile rutin ve tekrarlanan işlerin sıklıkları ve frekansları çıkarılmalıdır. Böylece elimizdeki sınırlı yatırımın nereye yapılacağı hedef olarak belirlenebilecektir.
  4. Yatırım yapılacak alan belirlendikten sonra artık bilgi sistem gereklilikleri çıkarılmalı ve yatırım hazır hale getirilmelidir. Burada kast edilen bilgi sistem gereklilikleri her türlü teknolojik bilgi ve donanımsal alt yapıdır.
  5. Son olarak ise sistem raporlama ihtiyaçları ve iş süreçleri yapay zekaya teslim edilmelidir.

Çalışma hayatında böylece Yapay Zekaya Geçiş 1.0 çok rahatlıkla yönetmiş olmuş olacağız. Kısaca yapay zekayı da bir personel olarak görüp buna göre model biçersek en anlaşılır ve uygun şekilde geçişimizi yapmış ve onu işe almış olacağız. Sonra dilerseniz bu alandaki personel sayınızı artırabilirsiniz. Elbette bu anlattıklarımız ile hayat sınırlı kalmayacaktır. Bugün hayatın bir çok alanına hızlıca giriş yapan bu arkadaşımız bizlere dokunmaktadır. Eğitim alanında bizlere yabancı dil öğretirken (rutin, tanımlı ve tekrarlı bir iş), işe alım süreçlerinde ön elememizi yapmaktadır. Şimdi ise insan kaynakları alanında verimlilik temellerinde gelişmektedir.  Tüm alanlardaki büyük veri analizini söylememize gerek bile yoktur. Çünkü tüm sistem bundan beslenmektedir.

Eğitim, araçlar, ev gibi insan hayatının maddi temelli büyük harcamalarının yapıldığı alanlarda şuan yapay zekanın gelişmesi gayet normaldir. Çünkü kaynak ve ticaret bu taraftadır. Bu taraflar ile birlikle bireyselleştirilmiş çalışma hayatları da işin sonunda nasibini alacaktır. Böylece sizi dinleyen bir asistan sizin psikoloğunuz, sizin zevklerinize göre ev bulan bir asistan sizin emlak danışmanınız olacaktır. Herkesin şekli ne olursa olsun bir yaşam koçu olacaktır. Çünkü çok fazla uyaranın olduğu bir dünya da bizi de optimize eden bir araç haline yapay zeka gelecektir.

Tüm bunların ışığında çalışma hayatı ve çalışma koşulluları değişecektir. Zaten bugüne kadarda değişerek gelmiştir. Bu değişim durmadan devam edecektir.  Bu yeni keşif edilecek bir durumda değildir.

Bunun bir devrim olduğu unutulmamalıdır. Bu devrimi yakalayan kişiler, şirketler ve toplumlar bu çağı hızlıca açacak geri kalanlar ise tıpkı buhar makinesine karşı gelme gibi geri kalacaktır. Sizce yeni bir çalışma arkadaşı edinme vakti gelmedi mi?

26Haz/24

Motivation and Employees

Flexible working, pandemic, remote working have begun to change working life. Has the changing working life with developing technology started to make people unhappy instead of happy? Expectations over the last 10 years showed that the happiness and motivation index would increase.  But guess what? It didn’t happen. According to a recent study, over 80% of employees worldwide are “not satisfied with their job”.

Isn’t that a surprising result?

Why?

In fact, technology was supposed to make the world’s working life easier. But technology has not made people more comfortable than we thought. It may have been the opposite. In fact, technology seems to have added extra burdens. Because many technological devices that were not in our lives 20 years ago have now become a part of our business and social lives. And we need time for these. We will not be able to get back the time we spend on technology because it is disappearing from our lives. When this is the case, people have become drowning in technology. What do you think happened in the end? First, people became dissatisfied with their social lives and then with their jobs.

We started to see another result supporting this in our own surveys. I would like to explain this a little bit for your understanding. We conduct “Loyalty and Motivation” surveys in our professional lives. In these surveys, we create 5 (five) different employee profiles. I would like to share these groups with you to make them more understandable.

Devotees
Satisfied
Undecided
Timewasters
Exhausted

The last group, the exhausted ones, are extremely valuable to us. In short, they are people who say they don’t want to be here anymore within an organization. In the last 5 years, the percentage of people in this group has increased by more than 100%. This shows us that employees are increasingly moving away from their workplaces.

In addition to generation conflicts, the instantaneous world view (I call this “people living with notifications”) and changing human behaviors have unfortunately created a multiplier effect on this.

In my opinion, this wound will continue to deepen. Because in recent years, the reason why people change jobs frequently supports this. Employees are transferred to a new workplace almost every 2 years. As they do, they tend to look for a job again after 6 months.

Okay, so what is the solution?

I will not use very long sentences in this article. I just want to touch on the headings. In my opinion, we need to develop in two areas.

1- The management style and workplace opportunities of workplaces should be increased.

2- Human resources systems based on individuals should be established by moving away from standardization trends.

Of course, all the remaining topics can be subheadings or main headings. But everyone should know that all employees and companies are currently being tested with motivation. Where there is no motivation, there will be no happiness and profit. Where there is no profit, first the employee, then the company and then the country’s economy will be negatively affected.

If you have any questions, you can contact me.

Ahmet Koşkan

https://www.linkedin.com/in/ahmet-ko%C5%9Fkan-31588452

https://www.facebook.com/ahmetkoskan

https://www.instagram.com/ahmet.koskan

ahmetkoskan@gmail.com

www.turkiyeik.com

25Haz/24

Motivasyon İle Sınanan Çalışanlar

Esnek çalışma, pandemi, uzaktan çalışma derken işin rengi değişmeye başladı. Gelişen teknoloji ile birlikte değişen çalışma hayatı insanları mutlu edeceği yerde mutsuz mu etmeye başladı. Son 10 yıldaki beklentiler mutluluk ve motivasyon endeksinin yükseleceği yönündeydi.  Fakat ne oldu dersiniz? Bu gerçekleşmedi. Son yapılan bir araştırmaya göre tüm dünyadaki çalışan eğilimi %80 üzerinde “işinden memnun olmadığı” yönünde çıktı.

Şaşırtıcı bir sonuç değil mi?

Peki neden?

Aslında teknolojinin dünya çalışma hayatını rahatlatması lazımdı. Ama teknoloji insanları tahmin ettiğimizden daha çok rahatlatmadı. Tam tersi bile olmuş olabilir. Ekstra yükler yüklemiş gibi görünüyor. Çünkü 20 yıl önce hayatımızda olmayan birçok teknolojik cihaz şuan iş ve sosyal hayatımız bir parçası ve bunlar için zamana ihtiyacımız var. Harcadığımız bu zaman ise bizim hayatımızdan giden geri kazanılmayacak tek olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Durum böyle olunca insanlar teknolojide boğulur hale geldi. Sonunda ne mi oldu dersiniz? Önce insanlar sosyal hayatlarından sonra da işlerinden memnun olmaz hale geldiler.

Bunu destekleyici başka bir sonucu kendi yaptığımız anketlerde görmeye başladık. Bunu biraz size anlaşılmak adına açıklamak isterim. Bizler “Sadakat ve Motivasyon” anketleri meslek hayatımızda gerçekleştiririz. Bu anketleri yaparken anket amacını belli etmeyiz. Bu anketlerde 5(beş) farklı çalışan profili çıkarırız. Bu grupları daha da anlaşılır olmak adına sizler ile paylaşmak istiyorum.

Adanmışlar
Memnun Olanlar
Kararsızlar
Zaman Geçirenler
Bitkinler

Burada son grup olan bitkinler bizim için son derece değerlidir. Kısaca bir organizasyon içinde artık ben burada olmak istemiyorum diyen kişilerdir. Son 5 yılda bu gruptaki bulunan kişilerin oranı tam tamına %100’den fazla artış sağladı.  Buda bize gösteriyor ki git gide çalışanlar işyerlerinden uzaklaşıyor.

Kuşak çatışmalarının yanında anlık dünya bakış açısı (Ben buna “bildirimle yaşayan insan” diyorum) ve değişen insan davranışları maalesef buna çarpan etkisi oluşturdu.

Benim görüşüm bu yara derinleşmeye devam edecektir. Çünkü son yıllarda insanların sık iş değiştirme sebebi bunu desteklemektedir. Neredeyse 2 yılda bir yeni işyerine çalışanlar geçer oldu. Geçtikleri gibide 6 aydan sonra yeniden iş arama eğilimine girmektedirler.

Tamamda çözüm nedir?

Bu yazıda çok uzun cümleler kullanmayacağım. Sadece başlıklar halinde değinmek istiyorum. Benim fikrimce iki noktada gelişmemiz lazımdır.

1-İşyerlerinin yönetim tarzı ve iş yeri olanakları artırılmalıdır.

2-Standartlaşma eğilimlerinden uzaklaşarak bireye dayalı insan kaynakları sistemleri kurulmalıdır.  

Elbette tüm geriye kalan konular alt başlık veya ana başlık olabilir. Ama şunu herkes bilmelidir ki tüm çalışanlar ve şirketler şuan motivasyon ile sınanmaktadır.  Motivasyonun olmadığı yerde ise mutluluk ve kazanç olmayacaktır. Kazancın olmadığı yerde ise önce çalışan, sonra şirket sonrada ülke ekonomileri olumsuz etkilenecektir.

Sorularınız olursa benimle iletişime geçebilirsiniz.

Ahmet Koşkan

https://www.linkedin.com/in/ahmet-ko%C5%9Fkan-31588452/

https://www.facebook.com/ahmetkoskan

https://www.instagram.com/ahmet.koskan

ahmetkoskan@gmail.com

www.turkiyeik.com

16Haz/21

Zor Geçen Günlerin Sonrası?

Uzun bir aradan sonra vaktim el verdiğince içimden gecen cümleleri sizler ile paylaşmak istiyorum.

Web sitemi son 1 yılda güncellemeye fırsat bulamadım. Buna rağmen 873.200 ziyaret ile bana göstermiş olduğunuz ilgi için öncelikle teşekkür ediyorum. Böylece 2.604.681 ziyaretçi ile birçok ülkeden kişiye ulaşmış olduk. 135.387 yoruma maalesef cevap veremedim ☹.

Yol gösterici olması arzusu ile en çok aranan kelimeleri bu büyük istatistiğe dayanarak sizler ile paylaşmak istiyorum.

  1. Özgeçmiş Nasıl Hazırlanır? (Bu yazının İngilizce
    yayını %18,74 ile en çok okunan yazı oldu.)
  2. Uluslararası CV Örnekleri
  3. Ücret

Buradan şu sonuç çıkıyor; son 1 yıl içerisinde tüm dünyada iş arayış hızı ya değişmedi ya da arttı. Bu normal karşılanabilir çünkü işsizlik oranları tüm dünyada artmış durumdadır.

Fakat burada geçmiş işsizlik oranlardan ayrışan bir durum ciddi anlamda ön plana çıktı. Her ne kadar işsizlik oranları artmış olsa da yetkin personellerde iş arama oranları ciddi anlamda azaldı. Çünkü çağa ve teknolojiye ayak uydurabilen ve yabancı dil gibi yetkinlikleri yüksek personelleri işyerleri elde tutmaya çalıştı. Buda daha önceki dönemlerden farklı bir işsizlik istatistiği önümüze getirdi.

Pandemi hayatımızın merkezi haline geldi. Sosyal ve iş hayatı pandemi merkezli şekillendi. Değişen çalışma koşullarında en çok uğraşı şüphesiz insan kaynakları ekipleri gerçekleştirdi.Çalışma koşulları değişse de çalışan performansının işyerine etkilerini en aza hissettirecek sistemleri devreye almayı başaran ekipler şüphesiz meslektaşlarımız oldu. 

Bu zor gibi görünen aşama sonrası şimdi daha da zor bir aşamaya geçmeye hazırlanıyoruz. Çünkü insan ve toplum davranışları değişti. Fakat bu değişim yeterli zamana sahip olarak olgunlaşmadı. Bu nedenle bu olgunlaşmamış davranış biçimi çalışma hayatını ve bizleri etkiyecektir. Bunlardan en önemlilerini paylaşmak isterim.

  1. Çalışanlar eski alanlarına dönmekte zorlanacaktır.
  2. Kuşak farklıları nedeni ile değişime ayak uydurma
    hızı geri dönüşte ciddi anlama hissedilecektir. Çünkü daha genç kuşaklar
    değişmiş olurken daha olgun kuşaklar henüz değişimi tamamlamamış olacaktır.
  3. Öğrenmede en temel esas olan usta çırak ilişkisi
    hiç olmadığı kadar azalmış olacaktır. Buda firmalarda deneyim transferinin
    önünü ciddi anlamda engelleyecektir.
  4. Ciddi ekonomik -/+ birikim ile karşı karşıya kalınmış
    olunacaktır. Hem bireysel hem de şirket bazlı bu farklar belirgin hale gelecektir.
  5. Teknoloji kullanma alışkanlığı geri dönüşte
    işyerlerini etkileyecektir. Eski alt yapıları kullanan çalışanlar eğer alt
    yapılar değişmez ise yeni iş yerleri tanımak isteyecektir.
  6. Pandemi de kazanılan sosyalleşme, beğenilme,
    sosyal medyada sevilme alışkanlığı işyerlerinden de çalışanlar tarafından beklenecektir.

Tüm bu süreci doğru yönetmek için işyerlerine ve çalışanlara karşılıklı büyük ödevler düşmektedir. Bunlardan bazıları ise şöyledir.

  1. Yeni teknolojik ve sosyal çalışma alanlarına geçiş
    yapan işyerleri geleceğin işyerleri olacaktır.
  2. Farklı çalışma modellerine devam eden şirketler
    kazanan şirketler olacaktır. Bu çalışma modellerine verimli kılan çalışanlar en
    iyi çalışan adayları olacak ve kariyerleri çok daha iyi şekillenecektir.
  3. Atölye öğrenme sistemlerini hayata geçiren tüm
    işyerleri know-how üstünlüğünü koruyacaktır.
  4. Birikimlerini koruyan tüm bireyler stres altında
    çalışmadan uzak duracakları için başarılı olacaklardır.
  5. Taktir ve beğenilmeyi en iyi yapan işverenler en
    iyi çalışanlara sahip olacak ve dış transferleri en şekilde gerçekleştirecektir.
  6. Sosyal medya ile işveren markası hiç olmadığı
    kadar önemli hale geldi. Bu nedenle işveren markasına yatırım yapan tüm işyerleri
    her zaman ön planda olacaktır.

Şüphesiz hala devam eden bu sürecin etkileri devam edecektir. Bireysel ve toplumsal olarak ne kadar hazır hala gelirsek o kadar çok verimli olacağız.

Sorularınız olursa benimle iletişime geçebilirsiniz.

Ahmet Koşkan

https:// https://www.linkedin.com/in/ahmet-koşkan-31588452/

https://www.facebook.com/ahmetkoskan

https://www.instagram.com/ahmet.koskan/

ahmetkoskan@gmail.com

www.turkiyeik.com

30Ağu/19

‘Sevgililer Sevgilisine’ Burs Başvuruları

Değerli Öğrencimiz,

Sevgililer Sevgilisine” Aşka Mısralar kitabımın tüm gelirlerini burs olarak aktaracağımın sözünü vermiştim. Bu nedenle 03 Eylül 2019 tarihine kadar ekte yer alan burs başvuru formunu doldurmanızı ve iletmenizi rica ediyorum.

Burs ödemesini gerçekten ihtiyacı olan ve okumak isteyen arkadaşlara iletmek istiyorum. Şimdi aşağıdaki yazdıkları bir dakika da olsa düşünmeni istiyorum.

Oyun oynayacak kadar iyi bir telefona sahip misin?

Sigara, alkol vb. ürünleri tüketiyor musun?

Ayda en az 2 kez dışarıda yemek yiyebiliyor musun?

Dolabını açtığın zaman markalı kıyafetlere sahip misin?

Lüks ve eğlence içeren aktivitelere sahip misin?

Kişisel bakımın için ne kadar para harcıyorsun?

Annen veya baban seni okutmak için gerçekten ekstra çalışıyorlar mı? Sen okumasan çalışmasalar da olur muydu?

Evin ve memleketin hariç yılda en az 1 kez tatil yapıyor musun?

Hiç gerçekten samimi olarak birilerine yardım ettin mi?

Yukarıdaki düşünceler sonrası burs başvurusunda bulunan arkadaşların gerçekten ihtiyaç sahibi olup olmadığını vicdanlarına bırakıyorum.

Burs ödemeleri kitap gelirlerine bağlı olduğundan dağıtım yöntemi aşağıdaki gibi olacaktır.

1-Burs başvuruları burs başvuru formunda verilen cevaplara bağlı olarak bir değerlendirmeye alınacaktır.

2-Her bir sorunun kendi içinde bir puanlaması vardır. Örneğin aile geliri 2000 TL olan kişi 10 puan alırken, 5000 TL olan kişi 5 puan alacaktır. Sevgiler Sevgilisine kitabını öneren kişi 2 puan alırken, önermeyen 0 puan alacaktır.

3-Bu puana göre en çok ihtiyaç sahibinden en az ihtiyaç sahibine göre sıralama yapılacaktır. İlk sırada olan arkadaş ilk bursiyer olacaktır. Diğerleri sıra ile devam edecektir.

4-Öncelikle ilk bursiyerin 8 aylık burs miktarı tamamlanıncaya kadar gelirler ilk bursiyere aktarılacaktır. Ardından ikinci bursiyer, ardından ise diğer sırada olanlar devam edecektir.

5-Kitap gelirleri değişken olduğundan burs olanakları da değişecektir. Örneğin ilk bursiyerin 5 aylık burs geliri toplandı ve daha fazla toplanamıyorsa 5. ay sonunda burs imkânı ortadan kalkacaktır. Fakat aradaki 5 aylık dönemde gelirler elde edilmeye devam ediliyorsa bu gelirler ile burs imkânı devam edecektir. Ayını şekilde toplam 5 bursiyerin 8 aylık geliri toplandı ve 6. bursiyer için yalnızca 1 aylık gelir toplandı ise 6. bursiyer 1 aylık geliri alacaktır. Devamında 2. ayda gelir gelmez ise burs imkânından faydalanamayacaktır. Kısacası gelirler devam ettikçe burs imkânı da devam edecektir.Aylık gelir durumuna göre burs alan öğrenci sayısı da değişecektir.

6-Burslar aylık olarak aktarılacaktır. Aylık burs miktarı son bursiyer de yarım kalsa dahi miktarın aktarımı yapılacaktır. Yani 1 TL olsa bile aktarım devam edecektir.

7-Gelirlerin fazla ve burs alan öğrenci sayısı az olması durumda yeni başvurular alınacaktır.

7-Yazar tanıdığı veya bildiği kişiler iltimas geçmeyecektir. Tamamen objektif kalacaktır.

8-Yazar gelirlerin hiçbir kuruşuna dokunmayacaktır. Fakat duruma göre şartları tamamen değiştirme hakkına sahiptir.

Sevgilerimle.

Ahmet Koşkan

Sevgililer Sevgilisine

“Aşka Mısralar” 

www.ahmetkoskan.com

Burs Başvuru Formunu İndirmek İçin Tıklayınız.