16Haz/21

Zor Geçen Günlerin Sonrası?

Uzun bir aradan sonra vaktim el verdiğince içimden gecen cümleleri sizler ile paylaşmak istiyorum.

Web sitemi son 1 yılda güncellemeye fırsat bulamadım. Buna rağmen 873.200 ziyaret ile bana göstermiş olduğunuz ilgi için öncelikle teşekkür ediyorum. Böylece 2.604.681 ziyaretçi ile birçok ülkeden kişiye ulaşmış olduk. 135.387 yoruma maalesef cevap veremedim ☹.

Yol gösterici olması arzusu ile en çok aranan kelimeleri bu büyük istatistiğe dayanarak sizler ile paylaşmak istiyorum.

  1. Özgeçmiş Nasıl Hazırlanır? (Bu yazının İngilizce yayını %18,74 ile en çok okunan yazı oldu.)
  2. Uluslararası CV Örnekleri
  3. Ücret

Buradan şu sonuç çıkıyor; son 1 yıl içerisinde tüm dünyada iş arayış hızı ya değişmedi ya da arttı. Bu normal karşılanabilir çünkü işsizlik oranları tüm dünyada artmış durumdadır.

Fakat burada geçmiş işsizlik oranlardan ayrışan bir durum ciddi anlamda ön plana çıktı. Her ne kadar işsizlik oranları artmış olsa da yetkin personellerde iş arama oranları ciddi anlamda azaldı. Çünkü çağa ve teknolojiye ayak uydurabilen ve yabancı dil gibi yetkinlikleri yüksek personelleri işyerleri elde tutmaya çalıştı. Buda daha önceki dönemlerden farklı bir işsizlik istatistiği önümüze getirdi.

Pandemi hayatımızın merkezi haline geldi. Sosyal ve iş hayatı pandemi merkezli şekillendi. Değişen çalışma koşullarında en çok uğraşı şüphesiz insan kaynakları ekipleri gerçekleştirdi.Çalışma koşulları değişse de çalışan performansının işyerine etkilerini en aza hissettirecek sistemleri devreye almayı başaran ekipler şüphesiz meslektaşlarımız oldu. 

Bu zor gibi görünen aşama sonrası şimdi daha da zor bir aşamaya geçmeye hazırlanıyoruz. Çünkü insan ve toplum davranışları değişti. Fakat bu değişim yeterli zamana sahip olarak olgunlaşmadı. Bu nedenle bu olgunlaşmamış davranış biçimi çalışma hayatını ve bizleri etkiyecektir. Bunlardan en önemlilerini paylaşmak isterim.

  1. Çalışanlar eski alanlarına dönmekte zorlanacaktır.
  2. Kuşak farklıları nedeni ile değişime ayak uydurma hızı geri dönüşte ciddi anlama hissedilecektir. Çünkü daha genç kuşaklar değişmiş olurken daha olgun kuşaklar henüz değişimi tamamlamamış olacaktır.
  3. Öğrenmede en temel esas olan usta çırak ilişkisi hiç olmadığı kadar azalmış olacaktır. Buda firmalarda deneyim transferinin önünü ciddi anlamda engelleyecektir.
  4. Ciddi ekonomik -/+ birikim ile karşı karşıya kalınmış olunacaktır. Hem bireysel hem de şirket bazlı bu farklar belirgin hale gelecektir.
  5. Teknoloji kullanma alışkanlığı geri dönüşte işyerlerini etkileyecektir. Eski alt yapıları kullanan çalışanlar eğer alt yapılar değişmez ise yeni iş yerleri tanımak isteyecektir.
  6. Pandemi de kazanılan sosyalleşme, beğenilme, sosyal medyada sevilme alışkanlığı işyerlerinden de çalışanlar tarafından beklenecektir.

Tüm bu süreci doğru yönetmek için işyerlerine ve çalışanlara karşılıklı büyük ödevler düşmektedir. Bunlardan bazıları ise şöyledir.

  1. Yeni teknolojik ve sosyal çalışma alanlarına geçiş yapan işyerleri geleceğin işyerleri olacaktır.
  2. Farklı çalışma modellerine devam eden şirketler kazanan şirketler olacaktır. Bu çalışma modellerine verimli kılan çalışanlar en iyi çalışan adayları olacak ve kariyerleri çok daha iyi şekillenecektir.
  3. Atölye öğrenme sistemlerini hayata geçiren tüm işyerleri know-how üstünlüğünü koruyacaktır.
  4. Birikimlerini koruyan tüm bireyler stres altında çalışmadan uzak duracakları için başarılı olacaklardır.
  5. Taktir ve beğenilmeyi en iyi yapan işverenler en iyi çalışanlara sahip olacak ve dış transferleri en şekilde gerçekleştirecektir.
  6. Sosyal medya ile işveren markası hiç olmadığı kadar önemli hale geldi. Bu nedenle işveren markasına yatırım yapan tüm işyerleri her zaman ön planda olacaktır.

Şüphesiz hala devam eden bu sürecin etkileri devam edecektir. Bireysel ve toplumsal olarak ne kadar hazır hala gelirsek o kadar çok verimli olacağız.

Sorularınız olursa benimle iletişime geçebilirsiniz.

Ahmet Koşkan

https:// https://www.linkedin.com/in/ahmet-koşkan-31588452/

https://www.facebook.com/ahmetkoskan

https://www.instagram.com/ahmet.koskan/

ahmetkoskan@gmail.com

www.ahmetkoskan.comh

30Ağu/19

‘Sevgililer Sevgilisine’ Burs Başvuruları

Değerli Öğrencimiz,

Sevgililer Sevgilisine” Aşka Mısralar kitabımın tüm gelirlerini burs olarak aktaracağımın sözünü vermiştim. Bu nedenle 03 Eylül 2019 tarihine kadar ekte yer alan burs başvuru formunu doldurmanızı ve iletmenizi rica ediyorum.

Burs ödemesini gerçekten ihtiyacı olan ve okumak isteyen arkadaşlara iletmek istiyorum. Şimdi aşağıdaki yazdıkları bir dakika da olsa düşünmeni istiyorum.

Oyun oynayacak kadar iyi bir telefona sahip misin?

Sigara, alkol vb. ürünleri tüketiyor musun?

Ayda en az 2 kez dışarıda yemek yiyebiliyor musun?

Dolabını açtığın zaman markalı kıyafetlere sahip misin?

Lüks ve eğlence içeren aktivitelere sahip misin?

Kişisel bakımın için ne kadar para harcıyorsun?

Annen veya baban seni okutmak için gerçekten ekstra çalışıyorlar mı? Sen okumasan çalışmasalar da olur muydu?

Evin ve memleketin hariç yılda en az 1 kez tatil yapıyor musun?

Hiç gerçekten samimi olarak birilerine yardım ettin mi?

Yukarıdaki düşünceler sonrası burs başvurusunda bulunan arkadaşların gerçekten ihtiyaç sahibi olup olmadığını vicdanlarına bırakıyorum.

Burs ödemeleri kitap gelirlerine bağlı olduğundan dağıtım yöntemi aşağıdaki gibi olacaktır.

1-Burs başvuruları burs başvuru formunda verilen cevaplara bağlı olarak bir değerlendirmeye alınacaktır.

2-Her bir sorunun kendi içinde bir puanlaması vardır. Örneğin aile geliri 2000 TL olan kişi 10 puan alırken, 5000 TL olan kişi 5 puan alacaktır. Sevgiler Sevgilisine kitabını öneren kişi 2 puan alırken, önermeyen 0 puan alacaktır.

3-Bu puana göre en çok ihtiyaç sahibinden en az ihtiyaç sahibine göre sıralama yapılacaktır. İlk sırada olan arkadaş ilk bursiyer olacaktır. Diğerleri sıra ile devam edecektir.

4-Öncelikle ilk bursiyerin 8 aylık burs miktarı tamamlanıncaya kadar gelirler ilk bursiyere aktarılacaktır. Ardından ikinci bursiyer, ardından ise diğer sırada olanlar devam edecektir.

5-Kitap gelirleri değişken olduğundan burs olanakları da değişecektir. Örneğin ilk bursiyerin 5 aylık burs geliri toplandı ve daha fazla toplanamıyorsa 5. ay sonunda burs imkânı ortadan kalkacaktır. Fakat aradaki 5 aylık dönemde gelirler elde edilmeye devam ediliyorsa bu gelirler ile burs imkânı devam edecektir. Ayını şekilde toplam 5 bursiyerin 8 aylık geliri toplandı ve 6. bursiyer için yalnızca 1 aylık gelir toplandı ise 6. bursiyer 1 aylık geliri alacaktır. Devamında 2. ayda gelir gelmez ise burs imkânından faydalanamayacaktır. Kısacası gelirler devam ettikçe burs imkânı da devam edecektir.Aylık gelir durumuna göre burs alan öğrenci sayısı da değişecektir.

6-Burslar aylık olarak aktarılacaktır. Aylık burs miktarı son bursiyer de yarım kalsa dahi miktarın aktarımı yapılacaktır. Yani 1 TL olsa bile aktarım devam edecektir.

7-Gelirlerin fazla ve burs alan öğrenci sayısı az olması durumda yeni başvurular alınacaktır.

7-Yazar tanıdığı veya bildiği kişiler iltimas geçmeyecektir. Tamamen objektif kalacaktır.

8-Yazar gelirlerin hiçbir kuruşuna dokunmayacaktır. Fakat duruma göre şartları tamamen değiştirme hakkına sahiptir.

Sevgilerimle.

Ahmet Koşkan

Sevgililer Sevgilisine

“Aşka Mısralar” 

www.ahmetkoskan.com

Burs Başvuru Formunu İndirmek İçin Tıklayınız.

07Ağu/19

Sevgililer Sevgilisine

Değerli Okurum,

Sizler ile yazılarımız sayesinde bu zamana kadar hep iletişimde olduk. Tüm yazılarımızın okuyucu kitlesi milyon kişiye ulaşmış durumdadır. Özellikle son dönemlerde yazılarımızın yabancı dilde de yayınlanması diğer ülkelerden de ilgiyi artırmıştır. Şimdi ise çok istediğim fakat uzun zamandır bir türlü yayınlamak için fırsat bulamadığım ilk kitabımla birlikteyim.

Sevgililer Sevgilisine” Aşka Mısralar kitabını dijital ortamda sizlere sunmanın heyecanını yaşıyorum. Bu heyecan inanın tarif edilemez bir duygu olarak kalbimde yerini alıyor.

İnsanların daha çok mesleki bir kitap beklediğinin farkındayım. Fakat bu eser ilk yayın hayalimin bir gerçekleşmesi olarak doğdu. Bu nedenle bu eseri önce yayınlamak ve mesleki eserleri daha sonraya bırakmak hayalimin gerçekleşmesi açısından önemliydi.

Eserin içeriği hakkında çok fazla ipucu vermek istemiyorum. İçeriğini daha çok merakınıza bırakıyorum.

Şükürler olsun ki Yüce Mevlam bu eseri bir beklenti olmadan yayınlamayı nasip etti. Bu nedenle yayından elde edeceğimiz geliri üniversite öğrencilerine burs olarak vermeye karar verdik. Bu yayının geliri ile daha çok öğrenciye ulaşmayı istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki son yıllarda maalesef burs imkanları son derece azaldı.

Burs başvurularını ve eserin tanıtımını tamamen sosyal medya üzerinden yapacağız. Eserin dijital olması ve bu tür tanıtıma yönelmemizdeki en önemli sebep ise maliyeti en azda tutarak daha fazla öğrencimize elde edilen imkanı ulaştırmaktır.

Kısacası eserden 1 TL’de elde etsek milyon TL’de elde etsek tamamı burs olarak kişi ya da kişilerle paylaştırılacaktır.

Burs başvurusu için;

1-Instagram hesabınızdan Ahmet Koşkan instagram hesabından paylaşacağımız ilk gönderiyi etiketleyerek
# AŞKA MISRALAR
# SEVGİLİLER SEVGİLİSİNE” hashtag’leri ile paylaşılması,

2-Yorum kısmına sipariş numarası ve
# AŞKA MISRALAR
# SEVGİLİLER SEVGİLİSİNE” hashtag’leri ile yorum yapılması,

3-Üniversite öğrencisi olunması,

4-Eserin sipariş numarası ile bilgilerinizin örtüşmesi gerekmektedir.

Bunu yapmamızdaki amaç daha fazla kişiye ulaşarak hem imkanı artırmak hem de burs alacak öğrencilere sesimizi duyurmaktır.

Üniversitesi öğrencisi olmasa da paylaşım yaparak ve eseri satın alarak destek olacak kişilere ise şimdiden teşekkür ediyorum. Bu niyetleri bizim için çok değerli olacaktır. Burslar ile ilgili gelir elde edilmesi halinde videolar ile şeffaf bir şekilde sosyal medyada sizleri burs alma koşulları hakkında bilgilendireceğim.

Eseri oluştururken bana destek veren tüm herkese teşekkür ediyorum. Özel teşekkürü bir borç bildiğim insanların yanımda ve/veya kalbimde olması her zaman benim için en değerli hazine ve paylaşım olacaktır.

Sevgilerimle.

Ahmet Koşkan

16Eki/18

Ne Olacak Bu Ücretlerin Son Hali? 2019 Yılı Ücret Zamları Tahmini

Yoğun ve yorucu bir dönem içerinde bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum. Biliyorum çok uzun zamandır bloğumda bir şey paylaşmadım.  Şuan analizlerim bu yazıyı yazmama neden oldu.

Ücret sistemleri hep tartışma konusudur fakat nedense bu tartışma konusu çokta yüksek sesle yankılanmaz. Çünkü ülke durumu, siyasi hareket, bölgesel gelişmeler, makro-mikro olaylar ve işletmeler bunu baskılarlar. Ücretin tarafı olan çalışanlar ise kaybetme endişesi ile seslerini çok fazla yükseltmezler.

Tarihin varlığından beri insanoğlu çalışmak zorundadır. Çünkü fizyolojik, güvenlik, gelecek ve psikolojik ihtiyaçları bunu gerektirir. İnsanın çalışma sistematiği kendine çalışma, zorunlu çalışma (kölelik), devlete çalışma, atölyeye çalışma ve sanayiye çalışma ile devam etmiştir. Şimdi ise bilgiye çalışma diye yeni bir kavramda türemektedir.

İnsanın çalışmanın amacı ihtiyaçlarını karşılamaktır. İşin sonunda bir bakış açısı ile kölelik ile genel müdürlük arasında fark yoktur. Her durumda yaşamsal ihtiyaçları gidermeye çalışıyoruz.

Çalışırken belirli riskler doğar ve sizin kazançlarınız erimeye başlar. Bu erime eğer sübvanse edilmezse sosyal politika riskleri doğar.  Şimdi hocam bu konu sizinle ne alaka diyebilirsiniz. Tam da burada şunları diyerek yola devam edeceğim. Sosyal politika insan kaynakları bölümlerinin akademik temelli alanlarındandır. Maalesef akademik temelli bu alan iş yaşantısına meslektaşlarımız tarafından yansıtılamamaktadır.

Kaldığım yerden devam edersem. Bu sosyal politika riskleri enflasyonist dönemde hızlı tepkiler ile emilir. Yani ücret eridikçe tepki verilir ve satın alma gücü korunur. Bunu herkesin anlayabileceği şekilde anlatmak isterim. Hatırlar mısınız enflasyonun olduğu dönemlerde asgari ücrete yılda en az 2 kez zam yapılırdı. İşte sebebi tam olarak da buydu. Asgari ücret burada önemlidir. Çünkü bunun altını çizmenizi istiyorum, ülkemizde tüm ücret sistemi asgari ücret baz alınarak kurulur ve ilerler.

Şimdi geldiğimiz dönemde yılın ilk 9 ayı satın alma gücünün %9 erimesi gerekiyordu. Fakat ne oldu %25’e yakın erime oldu. Bu ciddi bir erimedir. Geriye kalan 3 aylık dönemde birkaç puan yukarı veya aşağı bu erime devam edecektir. Peki hala ücret buna nasıl tepki verecektir? Sübvanse edilecek midir? Sübvanse edilmezse ne tür riskler doğuracaktır. Yaptığımız analizler sübvansenin imkânsıza yakın olduğunu gösteriyor. Yani ara bir zam kimsenin gündeminde yok. O zaman sosyal politikamıza ne oldu?

Şimdi tüm bunların ışığında 2019’da ücret zam tahminlerine gelelim. Son araştırmaya göre şirketler 2019 ücret artış tahminlerini %17,7 olarak açıkladı. Bir dakika burada duralım. Bu ücrette erimenin yaklaşık 8 puan altı.  O zaman sosyal politikamıza ne oldu diye ikinci kez soruyorum?

Şimdi bizim tahminlerimize gelelim. Orta vadeli plana göre enflasyonun 2018 yılı sonunda %20,8 olacağı açıklandı. Enflasyon bu rakamın üzerinde çıksa bile bu hedef bir baskı aracı olacaktır. Çünkü 2019 yılı enflasyon beklentisi bu plana göre %15,9’dur. Bu durumda asgari ücret artışını %20’ler civarında olmasını devlet tarafı isteyecektir. İşverenlerin tahmini ise %17,7’dir. Bu ikisinin orta noktada buluşacağı yer yeni asgari ücret zam rakamı olacaktır. Çünkü asgari ücret tespit komisyonu 15 kişiden oluşur. 5 kişi devlet, 5 kişi işveren ve 5 kişi ise işçi tarafıdır. Bu durumda bu yıl devletin istekleri olacak gibi görünmektedir.

Buraya ara bir not eklemek isterim. Kasım ayı tahmini verilerinin beklentilerimizi biraz değiştireceğini de unutmamız lazım.

Tahmin edin asgari ücret dışında yani asgari ücretten yüksek alan kişilerin zamları ne olacak? Tabi ki yükselen işletme maliyetlerinin kurbanı olacaklar ve onlar çok alt yüzdelerde zam alacaklardır. Neden mi? Çünkü işletmeler kur farkı zararlarını çoktan yazdılar.

O zaman ne diyelim küçük yatırımcı iseniz ve dövizden kazandığınızı zannediyorsanız kazanıp kazanmadığınızı zamana bırakın derim. Bu ay asgari ücrette küçük bir düzeltme tüm sistemde denge oluşturabilirdi. Ama gündemde adı bile geçmiyor. Hayırlı olsun herkese.

Ahmet Koşkan

https:// https://www.linkedin.com/in/ahmet-koşkan-31588452/

https://www.facebook.com/ahmetkoskan

https://twitter.com/ahmet_koskan

https://www.instagram.com/ahmet.koskan/

ahmetkoskan@gmail.com

www.ahmetkoskan.com

31Oca/18

Ücret Zamları Nasıl Yapılır?

Her ülkede farklılık göstermesine rağmen ücret zam çalışmaları işveren takdirinde yapılan bir uygulamadır.

Ücret zam çalışmalarında işçi, işveren ve devlet olmak üzere üç taraf vardır. Devletin asli görevi sosyal devlet anlayışı çerçevesinde minimum yaşam standartlarının altına ücretin düşmemesini sağlamaktır. Buradan herkesin aklına asgari ücret uygulaması gelebilir. Asgari ücret uygulaması sanılanın aksine her ülkede yoktur. Çoğu ülkede serbest piyasa uygulanır. Gelecekte sadece asgari ücreti değil teknolojik ücreti de tartışıyor olacağız.

1.Adım

Konumuza geri dönüyor olursak, ücret çalışmalarında aşağıdaki ekonomik ve bütçe verileri dikkate alınır.

  1. Enflasyon
  2. Asgari ücret
  3. İşsizlik oranı
  4. Büyüme durumu
  5. İşgücü devir oranı
  6. Satınalma gücü parametreleri
  7. GSMH
  8. Bütçe

2.Adım

Ekonomik ve bütçe verileri ışığında yapılan değerlendirme sonrası olası bireysel ve şirketsel faktörleri dikkat edilir.

  1. Yetkinlikler
  2. Kıdem
  3. Lokasyon
  4. Performans
  5. Eleman bulma hızı

3.Adım

Sonrasında ise artık bir yol, yani politika oluşturmak gerekiyor. Bu politikayı aşağıdakileri içerecek şekilde oluşturuyoruz.

  1. Şirketin piyasa ile durumu
  2. Mevcut ücret uygulamamız
  3. Mevcut yan haklar
  4. Seviyeler arasındaki geçiş farkı
  5. Aynı seviyedeki banttın açıklık farkı

4.Adım

Son adım olarak ise ücret artışını gerçekleştiriyoruz. Ücret artışını gerçekleştirirken bireysel bazda aşağıdaki kriterlere yakınlık değerlerine bakarak sonuca ulaşıyoruz.

  1. İç denge analizi
  2. Piyasaya göre pozisyonun ücreti
  3. Yaşam kalitesi
  4. Gelecek beklentisi ve kariyer
  5. Aynı işe aynı ücret

Tüm bu süreç sonrasında aslında terfi, atama, iş değişikliği gibi verilerinde olduğu kişisel bazda bir yüzde elde etmiş oluyoruz. Tabi ki toplu iş sözleşmelerinde durum biraz daha farklıdır. Toplu iş sözleşmelerinde işin içerisinde pazarlık kavramı da girmektedir.

Tüm bunları yaparken insan psikolojisini unutmamak lazımdır. İnsan psikolojisi burada en büyük etkenlerden bir tanesidir. Sıra ile yazmak gerekirse aşağıdaki konulara çok dikkat edilmelidir.

  1. Personelin en az son 1 yılına bakılmalıdır. Son birkaç aylık işlerine bakılarak karar verilmemelidir. Genelde insan psikolojisi gereği son kötü olaylar hatırlanmaktadır.
  2. Üst yöneticiye yakın olan ama iş performansı düşük olan personellerin varlığı unutulmamalıdır.
  3. Personellerin muhakkak son 3 dönemlik zam oranlarına bakılmalıdır.
  4. Var ise performans notlarına dikkat edilmelidir. Buradaki notlar yetkinlikten daha çok iş hedefleri sonuçları olmalıdır.
  5. Akraba ilişkileri gözetilmelidir.
  6. Terfilerde zaman eğrilerine muhakkak dikkat edilmelidir. Bazı personeller hep yükselme eğilimindedirler ve üst yöneticilerini etki altına alırlar.

Sorularınız olursa benimle iletişime geçebilirsiniz.

Ahmet Koşkan

https:// https://www.linkedin.com/in/ahmet-ko%C5%9Fkan-31588452/

https://www.facebook.com/ahmetkoskan

https://twitter.com/ahmet_koskan

https://www.instagram.com/ahmet.koskan/